logo
Fotoğraf Galerisi

Her Tercih Bir Vazgeçiştir

13 years, 8 months ago Birkaç Cümle 0

Her tercih başka bir şeyden bir vazgeçişmiş…
Enstruman seçmek için bir karar almam gerekiyordu.Ya keman çalacaktım ya piyano; ya flüt çalacaktım ya da akordeon…Olmadı, hepsini istedim, hiçbirinden vazgeçemedim.Yıllar geçtikten sonra her enstrumanı iyi
çalabiliyorum; ama hiçbirinde virtüöz değilim.Bir enstrümanla isim yapamadım. Ne kemanla tanınan bir eserim var, ne de piyanoyla… Bütün enstrumanları iyi çalıyorum, ama kimse tanımıyor beni. Başarılı olmak için herşey değil, bir şey lazımmış. Başarı bir verişmiş; bir şeyi alabilmek için
birşeyi vermek, diğerlerinden vazgeçmek gerekiyormuş. Keşke kemanı seçseydim ve diğerlerinden vazgeçseydim.
Karıma da hayatı zindan ettim, sevgililerime de… Hiçbirinden vazgeçmedim.Yani… Evlilik sadece birisi için karar almak ya, diğerlerinden vazgeçmek… işte evlenirken ben bunu anlamadan evlenmişim. Evlendikten sonra başka kadınların da olduğu bir hayatı yaşamaya devam ettim. İçlerinden bazılarını daha çok sevdim;ama ne onlardan birinde, ne de karımda karar kılabildim. Yıllar sonra şimdi yapayalnızım… Ne karım kaldı, ne de diğerleri… Keşke birini gerçekten seçebilseymişim, ama, yapamadım. Tıpkı enstruman seçimi gibi hepsini istedim ve sonuçta elim boş kaldı. Almak için bırakmak gerekiyormuş.
Dolu dolu boş yaşamak.
Hayatım boyunca yapacak çok işim oldu; hepsini yapmayı istedim. Hangisinde ‘en iyi’ yim? şimdi bakıyorum, kazananlar,
başarılı olanlar hep bir tek şey yapmışlar. En iyi olmak için önce seçmek ve diğerlerini bırakmak gerekiyor. İşte de böyle, özel yaşamda da… Bu seçimi yapmamız gerekiyor; çünkü mutlaka bazıları daha uygun…
Bir ara ekonomik sıkıntıya düştüm. Tasarruf gerek. Başladım her şeyden %10 kesmeye, ne
anlamsız bir uğraşmış bu. %10 daha az peynir yemek, çay içmek.Bu tasarruf çok acı verdi bana, her an hissettim. Her şeyden %10 kesmek
tabiatıma uygundu tabii. Çok sonradan anladım; sadece taksiyle dolaşmayı
bıraksam yetermiş! Her kalemden %10 değil, etkili kalemi bulmak gerekiyormuş. Yani, orada da seçim yapmak gerekiyormuş…
‘Her seçim bir kaybediştir’ Her tercih bir vazgeçiştir çünkü… Sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin seçeneği dayar burnunuzun ucuna… ‘Ne giysem’ telaşından, öğle yemeğinde ‘Ne alırdınız?’ diye başucunuzda biten garsona, hangi kanaldaki filmi izlesem kararsızlığından ‘bize oy verin’ diye bağırışan partilere kadar her şey, herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar. Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş olursunuz. Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken ağırbaşlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklığı tepersiniz. Belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız İzmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur.Ama yaşam, vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez. Geri dönüp, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yeniden yaşama şansınız yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiğiniz şey, seçtiğinizden daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır.
Ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size aittir. Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz kadınla paylaşamadığınız bir saray sizin borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir.
Hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını
sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz. Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir.Ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir.

Can Dündar

Can DÜNDAR’dan bir yazıyı okuyunca nekadar benzer düşünceler içinde olduğumu farkettim. Bilinçli olmasa da bende ne zamandır bunları düşünüyorum. Seçimler, Vazgeçişler, Gidişler, Kaçışlar. . .

Her seçim bir vazgeçiş aslında hemde birşeyden değil birçok şeyden vazgeçiş. İsteyerek yada istemeden ne önemi var ki sonuçta bir seçim yapıyoruz yada yapmak zorunda kalıyoruz. Belkide bu dur yüreğimizi acıtan, canımızdan can alan. Seçimlerimizden ziyade vazgeçtiklerimiz. Bir düşünsene çocukken oyuncakçı dükkanında tek bir oyuncak seçtiğimizde yüzlerce oyuncaktan vazgeçiyorduk aslında. O kadar seçenek varken gidip bir tanesini seçiyoruz

generic levitra

, oysa ki hepsiyle oynamayı okadar çok isteriz ki tarif bile edilemez bu duygu.

Peki ya sonra ?

Sonra ne olur ?

Zamanla elimizdeki oyuncağa alışırız ve vazgeçtiklerimizi düşünmeye başlarız.

Hani şu duvarda en solda olan araba mesela ?

Yada pencere kenarında sarı saçlı barby bebek ?

En güzelide aslında küçük bir toptu değilmi ?

Senin en çok sevdiğin hangisiydi ?

Hangisiydi en çok istediğin ?

Peki ya hangisini seçtin ?

Bir çok soru oluşur insanın aklında ama en önemlisi hangisini seçtiğimiz değil vazgeçtiklerimizdir belkide

, isteyerek mi seçtik acaba ? eminim çok paramız olsa hep en çok istediğimizi seçerdik ama bazen gücümüz yetmez, babamız alamaz mesela 🙁 hayatın kendisi sınırlar bazen bizi. Paramız yettiği kadarını almamız gerekir yada bazen annemizin seçtiğini. . .

Sevmekte bir nevi vazgeçiş değilmidir acaba ?

Sonuçta herkesi sevmek mümkün değil birini seçeriz veya Can Dündar’ın dediği gibi seçmemiz gerekir. Her seçimimizde bize sunulan sevgilerden vazgeçeriz.  birini severiz, bizi sevmesini isteriz. Diğerlerini bir kenara bırakıp çoğu zaman gözlerimizi kaparız, mutlu olmayı bekler, hayaller kurarız.  Bir gün yüreğimiz yanmaya başladığında vazgeçtiklerimizle yüzleşiriz.

Oysa ki o bizi sevmemiştir yada hayatın cilveleri bizim için güzel bir oyun oynamıştır. Gün ve gün yürekler dağlanır ve kaybettiklerimiz işlenir hayatımıza.

Hep keşke, keşke sevmeseydim, tanımasaydım deriz…

Peki ya mümkün mü bu ?

Mümkün mü tanımamış olmak?

Keşke  ! ! !

Oysa ki onu sevmeyi biz seçtik !

Diğerlerinden biz vazgeçtik !

Kendimizi biz ateşe attık !

Yüreğimizi biz yaktık !

O zaman yüreğimizi yanmasına izin vermeli ve yaraları dağlamalıyız . . .

Hüseyin YILDIZ

30.08.2010 22:00


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.