logo
Fotoğraf Galerisi

Çatlaklar Kapadokya da . . .

13 years, 12 months ago Fotoğraf Hikayeleri 1

Günlerden cumartesi

tarih : 24.04.2010

İstanbul üniversitesi Fotoğraf ve Sinema Odası (FSO) olarak kapadokyaya yapmış olduğumuz gezinin 2. günündeyiz. Zor ve soğuk bir gecenin ardından saat 5:00 da ürgüpten göremeye doğru yola çıkıyoruz. O gece şöförle tartıştığımız için pek sokulmuyorum şöförün yanına 🙂 Biraz kaçıyor biraz izliyoruz birbirimizi.

Göremeye yaklaştığımızda geçiyorum yanına bu günkü planı anlatmaya. İlk hedefimiz göreme de güzel balonlarımızı fotoğraflamak. Sırf balon çekmek için okadar erken kalktığımıza ben bile inanmadım desem yeridir.

Tam 5:35 civarları göremeye vardık. O saatte üç deli ayakta Gürsel, Ece ve ben ne yapacağımızı konuşuyor ve bir taraftan da bereden fotoğraf çeksek diye düşünüyoruz.  Otobüsü park edeceğimiz alana geldiğimizde dışarıda bir sürü balon bizim çekmemizi bekliyor gibi görünsede yavaş yavaş hazırlanıyorlar harekete. Müşteriler geliyor yavaş yavaş. . .

Bizde hemen günün programını anons ediyoruz ve başlıyoruz fotoğrafçılarımızı tek tek uyandırmaya. Arkadan öne doğru sıra ile gidiyor ancak bazı arkadaşlarımız uyumayı seçiyor. Bizde fazla zorlamıyoruz elbette kaldırabildiklerimizle yolumuza devam ediyoruz. Gürsel

, Hüseyin (Ben), Ece, Yakup, Hande, Osman, Ender, Ekrem ve sayamadığım birkaç arkadaş daha.Tabi burada birkaç gelmeyen arkadaşın isminide telaffuz edelim hemen 🙂 Emine, Emre, Ayşenur, Derya, Yasin arkadaşlarımız gelmeyenlerin başında elbette 🙂 🙂  İlk hedef olarak balonları iyi görebileceğimiz hemen önümüzdeki küçük tepeciğe çıkıyoruz. Gürsel, Ece ve Deniz arkada pusuya yatıyor Ben ve yakup başta olmak üzere diğer arkadaşlarda ön cephede konuşlanıyoruz.  Bu arada ben ince giyindiğimi farkediyorum ve Enderin boyunundaki atkıya takıyorum. Ender nekadar vermek istemese de beni bursa sporlu yapcakya veriyor işte 🙂

Balonlar havalanmaya başlamadan önce güneş gözkırpmaya başlıyor karşımızdan. Bir an “Keşke karşı ki tepeden fotoğraflasaydık” diye geçiriyorum. Ancak yapacak birşey yok mecburen konumumuzu koruyoruz.

En sonunda birkaç balon havalanıyor. İlk balonumuz kırmızı beyaz türkiye fanatiği bir balon. Sonraki ise Mercedes bandrollü bir diğeri rengarenk ama ne yazık ki tepenin önünde takılı kalıveriyor. Silüet halinde birkaç kare çekiyorum balonları ancak tam havalanmadıkları için karşıdaki tepe ile bir oluyor ve istediğim sonucu elde edemiyorum. Tabi birde ışığın ters geldiğini düşünürsek bu beklenen bir sonuç.

Hava aydınlandıkça havalanan balonların sayısı git gide artıyor.  Ortalık bir anda panayır alanına döndü sanki bir sürü turist binmiş balonlara dolaşıyorlar ne ala memleket 😛 Bir ara japonmu korelimi bilmediğimiz turist grubu balonla üzerimizden geçti hani atlayasım gelmedi değil balona ama nese acıdım atlamadım 😀

Bir ara öyle bir karmaşa vardı ki balonlarda havalı tabanca olsa da tek tek patlatsam diye geçirdim içimden. eee tabancamız yok ama makinamız var diyip asıldım deklanşöre. Çık çık, çık çık fotoğrafları inceliyorum ama nafile yine istediğim sonuç yok karelerde.  Tamam bu defa ışık güzel balonlar ters t arafa geçtiğinden yanal ışık geliyor renkler oldukça doyurucu (hatta güneş çıkınca bukadar güzel renkler beklemediğimi itiraf etmeliyim).  Ancak balonlar okadar karışık duruyor ki ne nerede, nasıl konumlanmış anlamak mümkün değil. Hele hele geometrik bir düzen beklemek hayal kırıklığı olurdu.

Saat 7:30 civarları balonlar git gide uzaklaşmaya başlıyor. Ve karşıda taaaa orda uzaklarda bir dizi balon görüyorum. git gide sıralı şekilde diziliyorlar sanki. Avını bekleyen kartallar gibi sarılıyorum fotoğraf makineme elim deklanşörde balonların birbirinden ayrılmasını ve sıralı bir düzen oluşturmasını bekliyorum.  Bir süre sonra balonlar küçüklü büyüklü bir dalga misali yerleşiyorlar. Tam o sırada deklanşöre basıyorum ardı ardına. ve karşımıza beklenmedik bir kare çıkıyor. Açıkçası istediğim kare tam olarak bu değildi ancak bunada hayır demiyorum. Işık tam istediğim gibi balonlar dalga misali dizilmiş kapadokya semalarında süzülüyor. Daha ne istiyim kısa günün karı deyip çekiliyorum kenara makara yapmaya.

Bir ona sataşıyor bir buna sataşıyor balon safhasını bitiriyoruz. Tam dolaşmaya başlayacakken aracın yakınlarında bulunan küçük büfe açılıyor ve çay molası ile beraber hamak sefası başlıyor. . .

Güzel ve eğlenceli bir gündü tüm çatlaklara teşekkürlerimi sunuyorum . . .

Hüseyin YILDIZ

03.05.2010

One Response

  1. Azize diyor ki:

    Gündüz düşü gibi: rengarenk, içinde binbir masal barındıran bir foto olmuş. Özellikle Kapadokya’nin kendi coğrafik dokusu bu masalsı havayı doğuruyor. Basarili 🙂

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.