logo
Fotoğraf Galerisi

Muratlı Atık Su Arıtma Tesisi

10 years, 8 months ago Birkaç Cümle 0

IMG_8589 SB

ilkokula giderken çok sevdiğim öğretmenim muratlıdan bahsederken şöyle derdi. “Eskiden buralar böyle değildi. Pırıl pırıl deremiz vardı. Balık tutar yüzerdik..”

Peki ya şimdi !

Derenin durumu hiçte o zamanki gibi değil. Sanayinin Trakya bölgesine gelmesi ile birlikte çevreye olan duyarsızlıklar nedeni ile yıllar önce kirliliğe yenik düşmüş, berrak suyu fabrika atıkları ve pek çok evsel atığın birleşmesi ile karalara bürünmüş..

Peki neden bu duruma geldi ki ?

Sanayileşmek kötü bir şey mi ?

Elbette değil, elbette sanayileşmemiz ve kalkınmamız gerek. Hatta teknolojinin merkezi haline gelmemiz gerek..  Ancak bunu yaparken sahip olduğumuz değerleri kaybetmemeliyiz.. “dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” diye bir deyim varya bu da öyle birşey işte.. Zamanında saygıdeğer büyüklerimiz sanayi tesislerini tarım arazilerine yapmışlar, buda yetmezmiş gibi atık sularımızı çok sevdiğimiz doğaya salıp birazda böceklere faydamız olsun demişler.. Şimdi ise tarıma elverişli bölgelerimizin bir kısmını yitirmiş durumda olmamızla birlikte havamız ve sularımız giderek kirlenmekte. Çok kısa süre öncesine kadar muratlıda içme suyu satıldığını hatırlamıyorum. Ancak son 4-5 yıldır ne yazık ki bende muratlıda çeşmeden pek su içmem. İçtiğimde ise hep bir kuşku var acaba ne kadar temiz diye..

Bunun en büyük nedeninin kurulan sanayinin ve yürütülen çevre politikasının çevreyi korumak yerine yapalım geçsin şeklinde işlemesinden kaynaklan dığını düşünüyorum..

Ne olurdu sanki yıllar önce arıtma tesisi kurulsaydı ?

O zaman bu teknoloji yok muydu ?

Ne olurdu havaya zehirli gaz yayan şirketler bacalarına birde tam teşekküllü filtre koysaydı ve tabi bunları çalıştırsaydı ?

Sonra bir çevre sevdamız canlandı çorluya arıtma tesisi kuruldu ya rahatladık elbette ki onca deri fabrikasından kayıtlı olan sadece 10 civarında fabrikanın atıklarının arıtıldığını düşününce rahatlamamak elde değil.. Geri kalanı ne oluyor ? E kayıtlı olmadıkları için denetlenme gereği de duyulmuyor tabi..

Yıllar geçti ve bizim bölgemizdeki sanayi küçülmeye başladı. hatta tekstilin Çin sayesinde tüm ülke genelinde çıktığını düşündüğümüzde bize miras kalan bu kirletilmiş toprakları biz nasıl bırakacağız acaba çocuklarımıza yada torunlarımıza ???

Bu noktada çevre bakanlığının büyük bir atılım yaparak ergeneyi temizleme kararı alması bizi çok sevindirdi. Ancak düşünülmesi gereken sadece temizleme isteği mi ? yoksa bu istek ile birlikte sosyal ve kültürel değerlerimizin korunmasını da göz önüne almamız mı gerekiyor ?

Mesela kurulacak 10 tesisten bir yenesi Muratlıya kuruluyor. Peki ya nereye kurulacak derseniz hani şu tarihi diye adlandırdığımız çok az sayıda bölgeden biri olan inanlı çeşmesi yakınlarına..

Düşünüyorum da muratlı denilince akla sosyal yaşamı git gide gerileyen ancak ilerlemeye çalışan bir ilçe geliyor. Dışarıdan bakıldığında ise bilinen tek bir özellik var.

Temiz suyu ve birde tarihi olarak nitelendirilen inanlı çeşmesi, yılda bir kez kutladığımız hıdrellez.. (eskiden piknikler filanda vardı ama onlar artık bitti..)

Bilmeyen yoktur ama bu bölgede muratlının sahip olduğu (belkide olabileceği) tek dinlenme yeri . Adı çok mühim değil ama tek olduğunu biliyoruz. (Belediye tesisleri bile çalışmazken böyle bir yerin ayakta durması çok büyük bir övgü istiyor bence. )

Ha birde bu bölgede su dağıtım deposu olduğunu da hatırlatmak gerek..

Peki buraya yapılacak olan arıtma tesisi çevreyi temizlemeyi amaçlarken bizden neler alıp götürecek diye düşünüldü mü diye merak ediyorum.. Çünkü bahsetmiş olduğumuz tesis kurulduğunda ne kadar korunaklı olursa olsun açık havada dinlenme odaları sayesinde çevreye parfüm etkisi yapacaktır. Nitekim rüzgarın yön değiştirmesi ile zaman zaman daha etkili olabileceğini de söylemek mümkün..

Bu durumda

İnanlı çeşmesi ziyaretçilerini güzel kokularla ağırlayacak. (şu haliyle ziyaretçi alabildiğini pek sanmasam da belki bir gün alır diye umuyorum)

İnsanlar pikniklerini başka mekanlarda yapacak. köylerde veya şehir dışında. (şuan zaten genç nüfus sürekli Tekirdağ veya Çorlu da)

İnsanlar aileleri ile mis kokulu çay keyfi yapabilecek ve çay bahçesinde olan balıklar nalları dikecek. (ki bu durumda kapanacak ve böyle bir mekan kalmayacak..) onun yerine artık kadınlar evinde çocuklara bakarken

kamagra pills

, beyler kahvede batak oynayacak, okey atacak..

İçme suyumuzun tadı çok daha güzel olup çeşitli bakterilerle zenginleşecek (bizde satın alma sular ile besleneceğiz)

Halk bahar konserlerini temiz havada yapacak. (bu durumda mandal satışlarında patlama gerçekleşerek yeni bir sektör doğacak.)

Muratlıda zaman geçirecek mekan bulamayan gençler çorlu ve Tekirdağ da zaman geçirecek. (Kültürel patlama olacak yani.. )

Şimdi gezmek için ilçe dışına çıkan gençler bir süre sonra kalıcı olarak muratlı dışına yerleşecek. (Böylece şuan muratlının köylerinde yaşanan sessiz tiyatrolar artık muratlının göbeğinde yaşanacak.)

Daha devam eder de neyse ..

Elbette ki yapılmasın demiyoruz.Aksine yıllardır bu bölgede yaşayanlar olarak bu günleri beklemekteyiz.  Ancak yapılan tesisin bu bölgeye etkileri de göz önünde bulundurulsun demek buranın bir vatandaşı olarak bize düşen görevdir.

Yetkililere sormak gerek neden burası ?

Ben olmamasına dair üzerime vazife olmayarak kendimce bir şeyler söyledim.

Diğer bir taraftan da Tekirdağ’a giderken sağda kalan arazilerde veya korunun olduğu bölgenin değil de neden orası olduğunu söyleyen birkaç cümle açıklama bulabilmek için araştırma yapmaya devam ediyorum. Umarım geçerli bir nedeni vardır… (Muratlının büyüme planının kırk kepenekli tarafında olduğunu ve çorlu yolunun sanayi bölgesi olduğunu düşünerek buraları hiç düşünmüyorum bile.. )

 

Hüseyin YILDIZ
2013.08.06

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.