Kısa günün karı..

Göz açıp kapayıncaya kadar zaman geçiyor. En son yazı yazalı ne kadar oldu bilmem ama Burak geldiğinde lafı geçince fark ettim .

Meğer yazmaktan ne kadar çok uzaklaşmışım, ne kadar çok kendi içime kapanmışım..

Oysa tamda bu sıralar yeni fikirlere, yeni deneyimlere temas ettim. Yeni insanlar tanıyıp, farkındalıklarımı arttırdım..

Bu gün 3 öğrencim geldi ve bir konuda fikir istedi. Ne zaman danışan olmuştum, ne zamandan beri onların hayatına yön veriyorum bilmiyorum. Lakin dikkat etmek gerek..

Neyse, çıkarken biri “teşekkür ederiz hocam, biz karlı çıktık.” dedi.

“karlı çıkmak” ne kadar sık kullandığımız kelimelerden biri değil mi ?

Biraz irdeleyelim istedim,

Yaptığımız işlerde karda olmak..

para kazanmak,

kaybetmemek,

3 e alıp 10 a satmak,

Yolda 3 kuruş bulmak,

kopya çekip sınıfı geçmek,

Okula gitmeden yoklama vermek,

Birine bir şey sorup cevabını almak,

Arkadaşımızın bizim işimizi yapması,

Birine istediğimizi yaptırmak,

Memur olup kapıyı kilitleyip içerde uyumak,

Yalan söylemek,

Birini sırtından vurup, can dostum demek,

Birini dolandırmak..

Ne kadar farklı anlamı var aslında “karda olmak” dediğimiz şeyin..

En büyük ortak özellikleri de çaba sarf etmeden elde ettiğimiz durumlarda miktarı artar. Hak etmediğimiz şeylerde çok kullanırız mesela. Bu kadar da kötü değil elbette bazen de zarar gördüğümüzde elimizde kalanlar için kullanırız. O zaman “buda benim karım olsun” der, kendimizi avuturuz.

Dünya vatandaşları olarak en gelişmiş varlıklar da olsak

, ne yazık ki yaratma yeteneği bize verilmemiş. O zaman nasıl karda olabiliriz ki ?

Nasıl olur da yoktan var edemezken, dünya içerisinde herşey dengede iken bizim lehimize döner ve biz karda oluruz ?

Sanırım temelde bizim karımız olan şeyler başka birinin kaybettikleri olduğunu unutuyoruz.

Tıpkı yolda bulduğumuz 3 lirayı biri düşürdüğü için bulduğumuz gibi karda olduğumuz her şeyde mutlaka birinden bir şeyler almışızdır.

Parasını,

Emeğini,

Sevgisini,

Dikkatini,

Hayallerini,

Umutlarını,

Zamanını,

Sağlığını,

Belki de hayatını almışızdır.

Ama ne olursa olsun bir şey almışızdır.

Eğer aldığımız şeyin karşılığını bir şekilde ödüyor ve karşısında zorluk çekiyor istek o zaman buna hiç bir zaman “kar etmek” olarak görmüyoruz tabi. Hatta lafını bile etmeyiz. Oracıkta kalır. Ödenmiştir.

Oysa kar ettiğimizde o bize hediye edilmiştir. Tabi ki günü geldiğinde sahibine vermek üzere..

Yolda bulduğumuz parayı düşürmüşlerdir,

Arkadaşımız bize kendi yardım etmek istemiştir, biz istememişizdir,

Size vakit ayıran dostunuz sizle sohbet etmek istemiştir,

Hırsızın soyduğu adam zaten zengindir hak etmiştir..

Mutlaka bir bahanesi vardır. Ama unutmayın o aldığımız her ne ise, bedelini ödemediysek bizden bir şekilde alınacaktır. Bir şekilde hayat dengesini kuracaktır.

Bizi karda bırakmayacak, bedelini ödetecektir hayat.

Karda olduğumuzu düşündürten iki temel durum vardır,

Birincisi, karşınızdaki kişilerin gönüllü olarak bizlere sundukları lütuflardır, sahip olduğu şeyleri sizinle paylaşmayı seçmiştir, elinde çok vardır ve sizde de olsun isterler, size faydalı olsun isterler, size hediye ederler. Aldığınız ona zarar vermez. Onu üzmez, aksine mutlu eder. Sizin için anlamı büyük onun için ise sıradan bir parçasıdır. Sizde paylaşırsanız dahada büyür.

İkincisi ise sahip olmak istediğimiz şeyi başkasından almaktır, fark ettirmeden veya ap açık bir şekilde, zarar vereceğini bile bile, sırf biz istiyoru, bizim için faydalı diye.. bazen bunun farkına bile varmayız. Lakin onu zor durumda bırakmışızdır. Bizim için sıradan, onun için ise değerlidir.

Ama ikisi de bize ait değildir, günü geldiğinde sahibine geri verilecek bir iyilik, veya cezası çekilecek bir suçtur.

Unutmayın ki bu dünyaya geldiğimizde hiç bir şeyimiz yoktu

Köp Cialis Receptfritt

, bu dünyadan giderken de hiçbir şeyimiz olmayacak..

Burada aldığımız herşeyi burada ödeyeceğiz..

Bu nedenle, nasıl ki birine bir şey verir iken 10 defa düşünüyorsak, birinden bir şey aldığımızda da sonuçlarını düşünmeliyiz. O nedenle karda olmak yerine bedelini ödemeyi öğrenmeliyiz.

Hüseyin Yıldız

12.12.2018

 

 

Comments are closed.